Aşılar koruyucu hekimliğin en önemli silahıdır.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye Anabilim Dalı Başkanı ve Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Uzbay, “Bunun arkasında toplumu tedirgin etme çabası var. Bu tür vakalar, aşı karşıtı lobinin provokasyon ve faaliyetlerinin ortasında olabilir. ‘Aşılar tamamen zararsızdır, 0′ riskle kullanılır’ diye bir tezimiz yok. Ancak bu aşılar özensiz kullanım için yapılmadı. Her gün bir uçak dolusu insan ölüyordu ve bunlar olağan hale gelmişti. Böyle bir süreçte bilim ona çare bulmaya çalıştı. Bu tür salgınlarda en değerli konu koruyucu hekimliktir. Aşılar koruyucu hekimliğin en değerli silahıdır.
Aşının yan etkilerine karşı açılan tazminat davasına ilişkin görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, BioNTech aşısının 2 milyar civarındaki dünya nüfusuna ulaştığını belirterek, şunları söyledi:
“Dava Almanya’da açıldı. Özellikle Fransa ve Almanya’da pandemi döneminde aşı yan etkileri çok şiddetliydi. Bu tür vakalar, aşı karşıtı lobinin provokasyon ve faaliyetlerinin ortasında olabilir. Geçtiğimiz günlerde ertelenen bu dava kazanılırsa konu emsal teşkil edebilir ve birçok kişi dava açarak bilim adamlarından veya ilaç endüstrisinden şantaj para almaya çalışabilir. Ancak burada dava açılacaksa, başvuru izni veren ülkelerin DSÖ, FDA, EMA veya Sağlık Bakanlıkları aleyhine açılmış olması gerekirdi. Açılmamış olması ve başka ülkelerde dava açılmamış olması bunun münferit bir olay olduğunu düşündürüyor. Aşı olmaması gereken bir kişi aşı olmuş olabilir. Ya da kişi biraz öngörülemeyen bir hassasiyete sahip olabilir. Bu mahkeme sürecinde ortaya çıkıyor. Aşılar, koruyucu tıbbın en değerli silahıdır. ‘Aşılar tamamen zararsızdır, 0′ riskle kullanılır’ diye bir tezimiz yok. Ancak bu aşılar özensiz kullanım için yapılmadı. Her gün bir uçak dolusu insan ölüyordu ve bunlar olağan hale gelmişti. Böyle bir süreçte bilim ona çare bulmaya çalıştı. Salgın döneminde aşılar devreye girdikten sonra hem ölümler hem de komplikasyonlar azaldı. Bunu göz ardı edemeyiz. Aşılar birçok insanın hayatını kurtardı. Aşı ile miyokardit arasında veya aşı ile kalp krizi arasında doğrudan bir ilişki varsa bunun çok sayıda insanda olmasını bekliyoruz. Böyle bir şey olmadı. BioNTech’in şu ana kadar kanıtlanmış önemli bir yan etkisi yok.”
Sorunlar aşıyla ilgili değil.
BioNTech aşısının geliştirme ve acil kullanım onay aşamalarında takip edildiğini belirten Uzbay, “Burada elde edilen bilgiler şeffaf bir şekilde bilim dünyasıyla paylaşıldı. Önemli bir yan etki gözlenmediği için hemen kullanılması onaylanmıştır. Yaygın uygulamada önemli bir yan etki gözlenmedi. Bireysel olarak ortaya çıkan ya da aşıdan kaynaklandığı iddia edilen sorunların bilimsel metodolojisi ile aşı ile nedensellik bağı kurulamadı. Bugüne kadar 2 milyardan fazla kişiye aşı uygulandı. Aşı ile bir illiyet bağı ortaya çıksaydı, kesinlikle ruhsatları iptal edilecek ve uygulamalar durdurulacaktı. Bu çalışmalar ulusal ve uluslararası yasal prosedürler çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak bir çok komplo teorisi ve bir o kadar da delile dayanmayan ürkütücü haber ve iddialar medyada abartılı bir şekilde yer almış ve insanlarda önemli yan etki beklentisi yaratılmıştır. Kullanılan uygulamanın düzgün çalışacağına olan inanç plasebo etkisi ile güzelleşmeye katkı sağlayabilir, boşa gideceğinize olan inancın aksine istenmeyen etkiler yaratır. Biz buna nocebo etkisi diyoruz. Aşıdan sonra baş dönmesi, ağrı, mide bulantısı, çarpıntı, göğüs ağrısı, uykusuzluk ve anksiyete belirtileri ortaya çıktı. Bunların çoğu nocebo etkileriydi. Aşının bugüne kadar kanıtlanmış ve ortaya çıkmış önemli bir yan etkisi yoktur. Aksi takdirde lisansı askıya alınır, iptal edilir ve başvuru durdurulur.” dedi.
mRNA aşıları ayrıca kanseri önleme konusunda umut vaat ediyor
Tayfun Uzbay, koruyucu hekimliğin birçok hastalığı önlediğini ve sağlığın metalaşmasına engel olduğunu belirterek, “mRNA aşıları, kanserlerin önlenmesi ve tedavisi için de umut veriyor. mRNA teknolojisi ile üretilen aşıların bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkileri ortaya konmuştur. Bu etkiler geniş popülasyonlarda gösterilmeye çalışılacaktır. Muhtemelen bu teknoloji ile kanseri çok korkutucu bir hastalık olmaktan bir aşı ile çıkarabileceğiz. Bir düşünün, birçok kanseri aşı ile önlüyorsunuz. O devirde onkoloji alanında kimin faydası azalacak yada yok olacak ki bu kadar değerli ve büyük paralar dönmektedir. Başta kanser olmak üzere önemli kronik hastalıklar önlenebilseydi, özel hastaneler ve sigorta şirketleri buna nasıl bakardı? Ne yazık ki, 21. yüzyılda bilim hızla ticarileşiyor. Aşı ve koruyucu hekimliği karalamak kimin işine gelir iyi düşünülmeli.” söz konusu.
Aşırı aşılanan Covid 19’un yan etkileri olabilir
Uzbay, BioNTech aşısı olanların hastaneye başvurma sebeplerinin gençlerde kardiyolojik sorunlar, kalp ritim bozuklukları, kalp krizleri, beyin sisi denilen konsantrasyon güçlüğü, bazı kişilerde uykusuzluk ve diğer kaygı belirtileri olduğunu ve çeşitli haber ve bireysel yayınlar şunları söyledi: Genel popülasyondaki görülme sıklığından önemli ölçüde farklı olmadığını ve şimdilik doğrudan aşıya bağlanamayacağını görüyoruz. Burada iki bahis oynanıyor. Birincisi, Covid-19’un yarattığı kaygı, kaygı, depresyon, içe kapanma ve izolasyonun sağlık üzerinde olumsuz etkileri oldu. İnsanlar rutin sağlık kontrollerine gidemedi. Uzun süre hareketsiz kaldılar. Diyetleri bozuldu. Bunlar kendi başlarına kalp krizlerini ve kaygıyı tetikleyebilen faktörlerdir. Öte yandan günümüz gençleri arasında obezite, yetersiz beslenme ve element kullanımı gibi sorunlar yaşanıyor. Pandemiden önce genç kalp sorunları görüyorduk. Son zamanlarda, uyarıcıların kullanımına ilişkin ipuçları var. Konsantrasyonu artırmak veya performansı artırmak için kötüye kullanılan metamfetamin gibi maddeler önemli kalp sorunlarına neden olabilir. Bunu da incelemeli ve değerlendirmeliyiz. İkinci değerli nokta, Covid-19’un kişisel olarak kardiyovasküler sorunlara (artan pıhtılaşma gibi) ve zihinsel sorunlara (beyin sisi gibi) neden olduğu kanıtlanmıştır. Bu semptomların aşılanmış bir Covid-19’un yan etkileri olma olasılığı çok daha yüksektir. Özellikle gençler Covid-19’u daha hafif ve semptomsuz geçirmelerine rağmen virüsün bu tür etkilere neden olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu olaylarda Covid-19’un geçmişi de sorgulanmalıdır” dedi.
Aşının gelecekte yan etkisi yok
Tayfun Uzbay, Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı resmi açıklamayı hatırlatarak, “Aşının farklı, uzun vadeli ve ilerisi için önemli bir yan etkisi yok. Dikkatli etki de sonluydu, maksimum 6-8 aydı. Aşıdan çok Covid-19’un uzun vadeli etkilerinden bahsetmemiz daha doğru. Aşı yaptırmamış ve hastalığı uzun süre devam eden ve birçok kez tekrarlayan bazı bireylerde virüsün uzun vadeli sorunlara yol açması daha olasıdır. Bu kişiler yakından takip edilmeli ve önlem alınmalıdır. Ayrıca sürecin yarattığı toplumsal travma ve ardından gelen ekonomik krize odaklanarak analizler üretmenin çok daha değerli olduğunu düşünüyorum.” söz konusu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı